Namaz ve cami

23 Ekim 2008

 

 

 

NAMAZ VE CAMİ

 

Prof. Dr. Ali ÖZEK

 

Değerli konuklar!

İslamî İlimler Araştırma Vakfı şu anda 38. yaşını tamamlamak üzeredir. Bilindiği gibi vakfımız 1970 yılında kurulmuştur. Biz bu vakfı kurmaya 1968 senesinde başladık. Vakfın kuruluşu resmi olarak 1970 yılında tamamlandı.

İSAV şimdiye kadar 13 tanesi Milletlerarası tartışmalı ilmi toplantı olmak üzere 54 toplantı yapmıştır. Bu gün şu anda 55. toplantıyı gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Vakfımız bu toplantılarda sunulan tebliğleri ve değerlendirmeleri kitap haline getirmiştir. Ayrıca araştırma, inceleme serisi olarak basılan 14 eser ile birlikte bugüne kadar İSAV, 67 eseri neşrederek ilim dünyasına kazandırmıştır.

Vakfımızın gercekleştirdiği Milletlerarası Tartışmalı İlmî Toplantılar:

 

1. Tarihte ve Günümüzde Şiilik

2. Sünnetin Dindeki Yeri

3. XV ve XVI. Asırları Türk Asrı Yapan Değerler

4. Aleviler, Bektaşiler ve Nusayriler

5. İslam ve Demokrasi

6. Osmanlı Devletinde Din ve Vicdan Hürriyeti

7. Modernleşme, İslam Dünyası ve Türkiye

8. Küreselleşme, İslam Dünyası ve Türkiye

9. XXI. Yüzyılda İslam Dünyası ve Türkiye

10. Tarihte ve Günümüzde Ehl-İ Sünnet

11. Günümüzde Aile

12. Avrupa Birliği Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eğitimi

13. İslam Ülkelerinde Eğitim

 

Bugün üzerinde çalışacağımız toplantının konusu NAMAZ VE CAMİDİR.

Namaz da cami de yediden yetmişe her Müslüman’ın bildiği ve yakinen tanıdığı konulardır. O halde bunları incelemekle neler elde etmek veya neleri öğrenmek istiyoruz?

Bu soruya cevap vermeden önce konuya ışık tutacak bir hususu açıklamak istiyorum.

Kişi dinî inancını gerçekleştirirken iki anlayış ve uygulama önem arz eder.

1.                       Taabbudî Müslümanlık

2.                       Hikemî Müslümanlık

İnançlarımızın geçerli, kulluğumuzun makbul olması için her iki anlayışı da birlikte uygulamak en doğru yoldur.

Taabbudî Müslümanlık, Allah’ın emir ve yasaklarını, Allah emrettiği için yapmaktır. Yapılacak vazifenin faydasına veya yasakların zararlarına bakarak değil.

Hikemî Müslümanlık ise, Allah’ın namaz gibi emirlerini insana sağladığı faydaları dikkate alarak yapmaktır. Meselâ, namaz aynı zamanda faydalı bir jimnastik hareketidir gibi.

Haramlar genelde zararlı işlerdir. Onlardan uzak durmak suretiyle muhtemel zararlardan korunmak mümkün olur. Bu iki anlayışın birlikte uygulanması esastır. Zira insan aklı, hikmetlere itiraz edebilir. Meselâ, namaz için ben spor yapıyorum der. Onun için dinî vazifeler, Allah’ın emri olduğu için yapılmalıdır.

Bu açıklamadan sonra gelelim cami ve namaza:

Hedef ve gaye namazdır cami vasıtadır. Namaz emredilmeseydi cami olmazdı. O halde önce namaz nedir? Onu bilmemiz gerekir. Türkçe olarak ifade ettiğimiz namaz, Kur’an’da ve sünnette “salât = dua” demektir. Zira bu kelime yani salât, İslam öncesi Araplarca dua anlamında kullanıyordu. Allah namazı emredince bu salât kelimesi “tekbir ile başlayan selam ile biten ef’al ve hareket-ı mahsusa” ya terim olarak ad oldu. O sebeple şu anda dua anlamına olan salât kelimesi, yukarıda tarifi yapılan ibadet ve kulluğa “salât, namaz” denildi. Bununla birlikte namaz da aslında bir duadır. Öyle ki kulluğun her çeşidini içine alan bir duadır. Hakkı ile kılınan namazdan sonra yapılan dualar ilavedir.

Namaz dinin direğidir. Zira kulun yaratanına yapması gereken ferdî kulluğun en önemli tezahürüdür. Nitekim Resülulluh (s.a.v.) Efendimiz, Müslüman olmak için bazı şartlar koşan Necran Hıristiyanları, “Bizi namazdan affet biz Müslüman olalım ama biz namaz kılmayalım” dediklerinde “Namazı (Allah’a kulluk görevi) olmayan bir dinde hayır yoktur” dedi. Ve görüşmeyi terk etti.

Camiye gelince cami çok önemli bir kurumdur. Namaz emredildikten sonra elbette bu ibadetin eda edileceği bir yer gerekir. İşte o da camidir. Namaz ve Cami’nin önemini iki gün boyunca tebliğ sunacak ilim adamları ayrıntılı olarak anlatacaklardır. Fakat ben,  burada bir hususa işaret etmek isterim.

Cami yani ibadet hane ilk olarak Allah Teâlâ tarafından yaptırılmıştır. O da Kâbe’dir. Bugün yeryüzündeki mescitler ve camiler, onun birer şubesidir.

Her dinin mabetleri vardır. İslam’ın mabetleri mescitler ve camilerdir.

Burada şu hususu da kaydetmek gerekir ki, Müslümanların İslam’ın emirlerini tatbik ve yasaklarından korunmak yolunda en başarılı oldukları saha camidir. Zira Müslümanlar, gerek faiz, gerek zekât ve gerekse karz-ı hasen gibi konularda yeterince başarılı olamamışladır.

Bu gün Müslümanlar arasında ne bir kapsamlı zekât müessesesi, ne faizsiz sistem, ne de karz-ı hasen müessesesi vardır. İnşallah bundan sonra olur.

Benzer Konular

İSLAM VE DEMOKRASİ TOPLANTISI AÇILIŞ KONUŞMASI

İSAV, bugüne kadar millî ve milletlerarası 57 tane Tartışmalı İlmî Toplantı yap­mış ve bunların ürünlerini kitap hâline getirmiştir. Beşinci Uluslararası Tartışmalı İlmî Toplantının konusu İslâm ve Demokrasidir.

MATURİDİ TOPLANTISI AÇILIŞ KONUŞMASI

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve İslami İlimler Araştırma Vakfınn müştereken düzenlenlediği "Büyük Türk Bilgini İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîlik” konulu Tartışmalı İlmî Toplantı 22 Mayıs 2009 Cuma günü, 14.00-19.00 saatleri arasında Bağlarbaşı Kültür Merkezi Salonu’nda; 23-24 Mayıs 2009 Cumartesi ve Pazar günleri ise 09.30-19.00 saatleri arasında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Salonu’nda akdedilmiştir. Bu toplantının açılış konuşmasının Türkçe, Arapça ve İngilizce metinlerine ulaşmak için TIKLAYINIZ...

Namaz ve cami

18-19 Ekim 2008 tarihinde yapılan Namaz ve cami konulu toplantının açış konuşması