DİN EĞİTİMİ TOPLANTISI AÇILIŞ KONUŞMASI
AB SÜRECİNDE DİN EĞİTİMİ VE DİNİ KURUMLAR
MİLLETLERARASI TOPLANTININ
AÇILIŞ KONUŞMASI
Prof. Dr. Ali ÖZEK
İslâmî İlimler Araştırma Vakfı Başkanı
İslâmî İlimler Araştırma Vakfı (İSAV), 1970 yılında kurulmuştur. Şu anda vakfımız 36 yaşındadır.
İSAV, ilmî araştırmalar yapmak, yaptırmak ve bu yoldan araştırıcı âlimler yetiştirmek gayesi ile kurulmuştur.
Vakfımız bugüne kadar 11 adet milletlerarası tartışmalı ilmî toplantı tertiplemiş ve bunların hepsini neşretmiştir. 17-19 Kasım 2006 tarihleri arasında tertiplediğimiz ve şu anda açılışını yapmakta olduğumuz Avrupa Birliği Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eğitimi konulu toplantı bu serinin 12. sidir.
Vakfımız şu ana kadar 39 adet de millî tartışmalı ilmî toplantı yapmış ve bu toplantılarda ele alınan konuları kitap haline getirerek basmıştır.
Vakfımızın şimdiye kadar bastığı kitap sayısı 64’e ulaşmıştır. Bütün kitaplarımızı bir araya getirdiğimizde İSAV Kütüphanesi oluşmaktadır.
Sizlere bu bilgileri verdikten sonra toplantımızın konusuyla ilgili bazı hususlara temas etmek istiyorum.
“Avrupa Birliği Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eğitimi” konusu oldukça önemli bir konudur. Zira insanlık tarihi boyunca ve günümüzde toplumları yönlendiren etken din duygusu ve inancının oluşturduğu dünya görüşü olmuştur. Kim ne derse desin insanı yöneten onun inancıdır. Bu sebeple insanın hayatında dinin yeri ve etkisi belirgindir. Batıda aydınlanma çağı başladığı andan itibaren her ne kadar dinin rolü azalmış gibi görülse de aslında azalmamış, ancak şekil ve kabuk değiştirmiştir. 20. Asırda dünyada yapılan misyonerlik faaliyetlerine bir göz atarsak görürüz ki, dine karşı ilgi azalmamış, bilakis çoğalmıştır.
20. asırda özellikle modern toplumlarda dinî kurumlar ve bunların üstlendiği din eğitimi alanında oldukça önemli gelişmeler yaşanmıştır. Meselâ Müslümanların hac mevsiminde bu ibadet hakkında dünyanın farklı medya kuruluşları vasıtasıyla çok sayıda haber yapılabilmektedir. Yine Vatikan’da yapılan papalık seçimi sadece Katolik dünyanın ilgisini çekmiyor aynı şekilde medya vasıtasıyla bütün dünyanın gündeminde yer alabilmektedir.
Ama bu arada görürüz ki, daha önceleri insanların dine aykırı saydıkları davranış biçimleri değişmiş, eskiden gayr-i edebî ve gayr-i ahlâkî sayılan davranışlar mubah görülmeğe başlanmıştır. Fakat meselenin inanç yönüne baktığımız zaman, fazla bir değişiklik olmadığını görürüz.
Teknolojik gelişmelerin verdiği imkânlar sayesinde özellikle gelişmiş toplumlardaki dinî kurumların faaliyetlerinin giderek yaygınlaştığına şahit olmaktayız. Artık dinî faaliyetler sadece ibadethanelerin duvarları arasında yerine getirilmiyor. Günlük hayatımızın sosyo-ekonomik ve kültürel yönleriyle de ilgili girişimlerle de yakından ilgileniyorlar. Özellikle eğitim faaliyetinin bütün dinler tarafından öncelikli meşguliyet alanı olarak belirlendiği bir gerçektir.
Her ülkenin kendine mahsus örgün ve yaygın din eğitimi veren kurumları olduğu gibi, milletlerarası örgün eğitim veren dinî kurumlar da mevcuttur. Meselâ örgün eğitim konusunda Katolik dünya oldukça geniş bir eğitim ağına sahiptir. Merkezi Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan Milletlerarası Katolik Eğitim Ofisi’ne bağlı yeryüzünde 200 bin okul bulunmaktadır. Bu okullarda iki milyon öğretmen 40 milyon öğrenciye eğitim vermektedir.
Yine Katolikler’in, merkezi Paris’te bulunan ve yeryüzünün farklı ülkelerindeki toplam 950 Katolik üniversiteden 200’ünün üye olduğu Milletlerarası Katolik Üniversiteler Federasyonu mevcuttur. Bu üniversitelerde okuyan yaklaşık dört milyon öğrenci ilahiyat, hukuk, edebiyat, tıp ve mühendislik gibi birbirinden farklı alanlarda eğitim almaktadırlar.
Bugün Avrupa’da Katolik ve Protestan okul deyince aklımıza isminden başka dinî bir hüviyet taşımayan eğitim kurumları gelmemelidir. Çünkü milletlerarası faaliyet gösteren eğitim kurumlarının kendileri için belirledikleri misyonları ve vizyonları göz önüne alındığında verdikleri eğitim sayesinde temsil ettikleri dine karşı önemli kapı açtıkları görülmektedir. Meselâ Katolik okullara devam eden öğrenciler hemen Hıristiyan olmuyorlar. Ama bu eğitim kurumlarına devam ettiklerinde Katolik Kilisesi, öğrencilerin zihninde kendisine müspet bir zemin hazırlayabiliyor.
Türkiye’nin yakın gelecekte dahil olmak istediği Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde örgün din eğitimi kurumları kadar yaygın din eğitimine de önem verilmektedir. İslâm Dünyası’ndaki Kur’ân Kursları gibi Avrupa ülkelerinde de yediden yetmişe her yaştan insana hitap etmek üzere İncil kursları açılmaktadır.
Geçmiş yıllarda sadece cami, kilise, okul ve benzeri kurumlarda din eğitimi verilmekteyken artık medya ve özellikle de internet vasıtasıyla bu eğitim evlere kadar girmiştir. Dolayısıyla dinî konularda merak ettiğimiz pek çok konuya anında ulaşma imkânına sahibiz.
Avrupa’da dinî kurumlar ve bunlara bağlı eğitim kurumları üzerinde en fazla tartışma yaşanan ülkelerin başında Fransa gelmektedir. 1905 yılında devlet ile kilise birbirinden tamamen ayrıldı. Ama bu ülkede özelikle 1959 yılında çıkan bir kanunla Katolik Kilisesi’ne bağlı okullar Fransa Millî Eğitim Bakanlığı tarafından devlet okullarında okutulan ders programlarını kabul etmiştir. Bu okullar kapılarını ayırım gözetmeksizin her din mensubuna açmıştır. Özellikle bu ülkede yaşayan bir milyona yakın Müslüman öğrenciden 250.000’inin bu okullarda okudukları söylenmektedir.
FRANSA KAMU OKULU KATOLİK OKULU TOPLAM
Okul sayısı 60.080 9.097 69.178
Öğrenci sayısı 10.115.000 (%83) 2.011.000 (%17) 12.126.000
Yine ülke genelinde yaklaşık 250 çeşit dinî temele dayalı dernek ve merkezin gönüllü olarak Katolik okulların öğretim faaliyetlerine destek verdikleri söylenmektedir.
Burada şu hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum:
Din eğitimi ve öğretimi insan için çok önemlidir. Biz Türkiye olarak AB’ye girdiğimizde bu konuyu nasıl çözeceğiz? İşte bu toplantıda yurt içinden ve yurt dışından katılan tebliğciler, konuyu aydınlatacaklar ve yapılması gerekenler hakkında tavsiyelerde bulunacaklar.
Bendeniz sözlerimi bitirirken tebliğcilere başarılar diler, toplantımızın başarılı geçmesini, hayırlara vesile olmasını yüce Mevlâ’dan niyaz ederim.
OPENİNG SPEECH
By
Prof. Dr. Ali ÖZEK
President of İSAV
An International Symposium On “ Religious Institutions and Education In The Process of European Union” made on 17 thru 19 Nov 2006.
The Foundation for Research In Islamic Sciences was set up in 1970. Now a thirty six year old foundation.
ISAV was set up to carry out scientific research or to have the competent people make researches, or to bring up scholars to this end.
So far, our foundation held up eleven International Symposiums and all the papers and discussions presented were individually compiled in a book. This is the twelfth symposium of that serial. On top of that, another thirtynine domestic nature symposiums were held and all the subjects discussed were also published in a book. A total of sixty-four books were printed by ISAV so far which is enongh to make up an ISAV library.
Now I want to touch on some subjects in relation with the topics of our meeting.
The theme of “ Religious Institutions and education in the process of E.U” is a rather important subject. In fact, the factor that guides communities during the course of human history and also in our time has always been a universal viewpoint which religious sense and faith formed up. No matter who says and what says, the thing that guides a man is his faith, and also his thought which is formed up depending on that faith. That’s why the place and effect of the religion in one’s life is rather clear. From the moment of commencement of the Age of Reason, though ıt seems diminished, in reality, the role of the religion has ıncreased. It has only changed its form. If we have a look to the missionary activities of all religions which has been conducted in the east and west of the world during the 20 th century, we see that the concern toward religion has not been diminished, in contrary, it has increased. But only in recently in the religious concept, some important changes occured.
While religious aspect of the belief remains static, some relaxations and alterations have occured in actions and applications.
Again, in the 20 th century, in modern communities particularly, the religious institutions and their teachings have made great considerable strides. For instance, about the worships and the rituals of Muslims during the pilgrimage, lots of news items could be reported through different mass media of the world. In the same way, the pope’s election made at Vatican, pulls not only the catholic world’s attention but also the whole world’s agenda.
In the meanwhile, we see that man’s behavioural conduct which is previously considered to be contrary to both moral and religious values, now began to be seen permissible. But when we look at the religious aspect of the issue, we see that there was not much changes.
By means of resources that technological progress bestowed, in the developed communites particularly, we witness that the activities of the religious institutions have become widespread gradually.
Religious activities are not performed only within the borders of the temples anymore. They have an access in the socio-economic and cultural aspects of our daily life. It is now a reality that educational activities are determined to be the main field of occupaton of all the religions.
Just as each country’s having their own organised and widespread institutions that give religious education, there are also international religious institutions that give organized education. For instance, catholic world has a widespread educational network in organised education. There are almost 200 thousand schools in the world affiliated to the International Catholic Education Office which has a center located at Brussel of Belgium. Almost two million teacher give education and training to 40 million students at these schools. Catholic world has also an İnternational Catholic Universities Federation at Paris and out of 950 catholic universities in total, 200 located at different countries of the world are active members of this organization. Approximately 4 million students who are attending to those universities are having an education in different branches such as theology, law, literature, medicine and engineering.
When said “Catholic and protestant schools in Europe”, we should not understand educational institutions which have no religious identity other than their names. Because, when their missions and visions are taken into account, those internationaly acting educational institutions, thanks to the education they gave, are seen to have left ajar some important doors against the religion they represented. For instance, the students attending to those catholic schools are not becoming christians immediately. But when continued attending to those schools, catholic church seems to have paved the way firmly in the minds of the students.
In the member countries of EU in which Turkey wishes to join in near future, for widespread religious education a special emphasis is given much as for the organized religious educational institutions. Similar to the Quranic courses in the Muslim World, Biblical Courses have been opening in the European countries which speak to many people regardless of their age.
In the past, when religious educatian was given only at mosques, churches, schools or similar institutions, today this education gained an access into the houses through mass media and internet particulary. That means we have the chances to attain all kinds of information we need instantly.
In Europe, France takes the lead among countries where too much arguement are made for the religious institutions and other educational institutions affiliated to them. In 1905, the state and the church seperated from each other completely. But France, with a special law issued in 1959 particularly, all the schools affiliated to the catholic church accepted the same curriculum adopted by the French Ministry of Education for the public schools. These schools, without making any discrimination, have opened their doors for each members of any religion. Particularly, out of one million students living in that country, almost 250 thousand are having an education at these schools. It is said that, in country-wide, nearly 250 different associations and locations based on religion have been contributing voluntarily to the educational activities of these catholic schools.
An example:
FRANCE
PUBLİC SCHOOLS
CATHOLİC SCHOOLS
TOTAL
Number of schools
60.080
9.097
69.178
Number of students
10.115.000 (83%)
2.011.000 (17%)
12.126.000
Here I want to pull your attention on a thing: Religious education and teaching is very important for a man. How can we, as Turkey, deal with that problem once we enter E.U.? So, at this meeting, participants coming from within country or out of country are going to try to throw a light on that issue and make proper advices accordingly.
While giving an end to my speech , I beseech from God, our meeting be successful and also be an instrument for our well-being
Thank You.
Benzer Konular
İSLAM VE DEMOKRASİ TOPLANTISI AÇILIŞ KONUŞMASI
İSAV, bugüne kadar millî ve milletlerarası 57 tane Tartışmalı İlmî Toplantı yapmış ve bunların ürünlerini kitap hâline getirmiştir. Beşinci Uluslararası Tartışmalı İlmî Toplantının konusu İslâm ve Demokrasidir.
MATURİDİ TOPLANTISI AÇILIŞ KONUŞMASI
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve İslami İlimler Araştırma Vakfınn müştereken düzenlenlediği "Büyük Türk Bilgini İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîlik” konulu Tartışmalı İlmî Toplantı 22 Mayıs 2009 Cuma günü, 14.00-19.00 saatleri arasında Bağlarbaşı Kültür Merkezi Salonu’nda; 23-24 Mayıs 2009 Cumartesi ve Pazar günleri ise 09.30-19.00 saatleri arasında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Salonu’nda akdedilmiştir. Bu toplantının açılış konuşmasının Türkçe, Arapça ve İngilizce metinlerine ulaşmak için TIKLAYINIZ...
Namaz ve cami
18-19 Ekim 2008 tarihinde yapılan Namaz ve cami konulu toplantının açış konuşması